HAFTANIN ALBÜMLERİ: 14-18 TEMMUZ
PANIC SHACK - PANIC SHACK
Cardiff çıkışlı beşli Panic Shack, kendi adını taşıyan ilk albümüyle punk sahnesine taze bir soluk getiriyor. 18 Temmuz’da Brace Yourself Records aracılığıyla yayınlanan bu çıkış albümü; isyan, samimiyet ve mizahı bir araya getiren enerjik bir patlama.
Albüm, açılış şarkısı ‘Girl Band Starter Pack’ ile geceye yeni başlamış bir arkadaş grubunun coşkusunu kulağımıza taşıyor. Pub sohbetleri, kadeh sesleri ve kahkahalarla dolu bu giriş, Amyl & The Sniffers konserinde canlı olarak kaydedilmiş. Şarkı, hem grup tarihine hem de punk estetiğine yaratıcı bir selam niteliğinde.
Panic Shack, yalnızca eğlenceli bir grup değil; toplumsal konulara da doğrudan ama dozunda dokunuyor. ‘Gok Wan’, 2000’lerin toksik magazin kültürünü ve beden algısı üzerindeki etkilerini sert ama akılda kalıcı bir dille ele alıyor. ‘SMELLARAT’ cinsel tacizi konu alırken, ‘Pockets’ gibi şarkılar kadınların gündelik yaşamdaki görünmez dertlerine ironik bir ışık tutuyor.
Prodüktör Ali Chant (PJ Harvey, Yard Act) iş birliğiyle hazırlanan albüm, grubun punk köklerini korurken sesini vokal armonileri, synthesizer’lar ve trompet gibi sürprizlerle genişletiyor. Sözler ise doğrudan, komik, arkadaş canlısı – ama içi boş değil.
Kısacası Panic Shack, punk’ı yalnızca bir öfke biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam enerjisi olarak ele alıyor. Bu albüm, gece çıkmadan önce arkadaşlarınla kahkaha atarken dinlemek isteyeceğin bir soundtrack – hem eğlenceli hem de bir şeyler söyleme derdinde.
LORD HURON - COSMIC SELECTOR VOL. 1
Los Angeles merkezli müzisyen ve görsel sanatçı Ben Schneider’ın projesi Lord Huron’un beşinci stüdyo albümü 'The Cosmic Selector Vol. 1', kaderi bir jukebox şarkısı gibi seçme fikriyle açılıyor. Bazen klasikleri yakalarsın, bazen parmağın kayar ve B yüzü gelir. Belki de şarkıyı tümüyle yanlış anlarsın — ve hayatını yanlış bir anlamın peşinden yaşarsın. İşte grup lideri Ben Schneider’ın öne sürdüğü bu kafa karıştırıcı kurgu, albümün kozmik ve melankolik ruhunun temelini oluşturuyor.
Grup klasik folk-rock köklerini korurken, bu kez daha deneysel sularda yüzüyor; synth’ler, distorsiyonlar ve yer yer beklenmedik konuklar eşliğinde.
'Looking Back', klasik Huron tınılarıyla güçlü bir açılış sunuyor. 'Bag Of Bones' çöl sisi gibi ağır ilerlerken, 'Nothing I Need' şaşırtıcı şekilde hafif ve parlak. Albümün kalbi ise 'Is There Anybody Out There' gibi yalnızlık ve boşlukla titreşen parçalarda atıyor.
Kristen Stewart’ın konuşarak vokal yaptığı 'Who Laughs Last' ise Lord Huron’un en sıra dışı anlarından biri. Blonde Redhead’den Kazu Makino'nun eşlik ettiği 'Fire Eternal' ve 'Used to Know' gibi şarkılar albümün ses yelpazesini daha da genişletiyor.
SLY & THE FAMILY STONE - THE FIRST FAMILY: LIVE AT WINCHESTER CATHEDRAL 1967
Efsanenin doğduğu geceye dönüş...
Funk’ın ilahları Sly & The Family Stone’un bilinen en erken canlı performans kaydı, nihayet geniş kitlelere ulaşıyor. 'The First Family: Live At Winchester Cathedral 1967', yalnızca arşivlik bir kayıt değil; aynı zamanda bir müzikal evrimin başlangıç noktası.
26 Mart 1967’de, grubun Redwood City, California’daki Winchester Cathedral’da ev grubu olarak sahne aldığı dönemin sonlarında kaydedilen bu konser, bugüne kadar yayınlanmamış bir hazine niteliğinde. Grubun menajeri Rich Romanello tarafından kaydedilen performans, grup Epic Records ile anlaşınca rafa kaldırılmış; ta ki Hollandalı arşivciler Edwin ve Arno Konings tarafından 2002’de keşfedilene dek.
Konserde, Sly ve ekibi yaklaşık bir saat boyunca Joe Tex, Ben E. King ve Otis Redding gibi isimlerin şarkılarını yorumluyor. Bu şarkılar daha sonra çıkacak ilk albüm 'A Whole New Thing'de yer almıyor. Tek özgün şarkı, 'I Ain’t Got Nobody (For Real)' ise 1968 tarihli 'Dance To The Music' albümünde karşımıza çıkacaktı.
Bu performans, o dönemde sahnedeki Sly & The Family Stone’un ne kadar oyunbaz, özgüvenli ve sahneye hâkim olduğunu açıkça gösteriyor. Prodüktör Alec Palao, bu kayıtları grubun henüz şöhret basamaklarını tırmanmadan önce bile ne kadar güçlü ve vizyon sahibi olduğunu gösteren nadir bir belge olarak tanımlıyor: “Sly tamamen kontrolü elinde tutuyor. Düzenlemeler ve grup uyumu, kalıcı etkilerinin habercisi.”
CD versiyonuna özel olarak, Otis Redding’in 'Try A Little Tenderness' cover’ı eklenmiş. Fiziksel baskılarda ayrıca Sly Stone ve orijinal grup üyeleriyle yapılmış özel röportajlar ve daha önce hiç yayımlanmamış fotoğraflar da bulunuyor.
Sonuç olarak, The First Family: Live at Winchester Cathedral 1967 sadece nostaljik bir dinleti değil, funk tarihinin nabzını attığı bir ana açılan kapı. Sly & the Family Stone’un enerjisini en ham ve sahici hâliyle yakalamak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir kayıt.
ALEX G - HEADLIGHTS
Lo-fi müzik sahnesinin kült kahramanı Alex Giannascoli ya da bilinen adıyla Alex G, onuncu albümü 'Headlights’ı, yeni plak şirketi RCA aracılığıyla sundu.
Yeni albüm Headlights, Amerikalı müzisyenin bugüne kadarki en rafine işi olabilir. “Eskiden tek seferde kayıt alıp mükemmel diyordum” diyor. “Şimdi her seferinde bir kez daha deniyorum. En iyisi olsun istiyorum.” Bu mükemmeliyetçilik, albümdeki her detayda hissediliyor.
Şimdi 32 yaşında, hayatını kuzeydoğu Philadelphia’da partneri Molly Germer, oğulları ve köpekleri Rocco’yla paylaşıyor. Şarkılarında para meselelerine, kaygılara ve geçim derdine değinse de, müzik hâlâ onun iç dünyasını çözmenin en doğal yolu.